EKG ve EKO aynı şey değildir.
EKG, kalbin elektriksel aktivitesini ölçerek ritim bozukluklarını ve iletim sorunlarını gösterir. EKO (Ekokardiyografi) ise ultrason teknolojisiyle kalbin görüntülenmesini sağlar; kapaklar, kas yapısı ve kan akışı değerlendirilir. EKG elektriksel bilgiyi, EKO ise yapısal bilgiyi verir. Her iki yöntem birlikte kullanıldığında kalp hastalıklarının tanısı çok daha doğru ve kapsamlı yapılır.
EKG’de kalp tıkanıklığı belli olur mu?
EKG, kalbin elektriksel aktivitesini ölçtüğü için kalp tıkanıklığının bazı bulgularını gösterebilir. Özellikle ST segment değişiklikleri, T dalga bozuklukları, aritmi ve iskemi işaretleri damar tıkanıklığı şüphesini güçlendirir. Ancak EKG tek başına her zaman kesin sonuç vermez. Kesin tanı için EKO, anjiyo veya stres testi gibi ek yöntemler kullanılır. EKG, kalp tıkanıklığının erken belirtilerini tespit etmek için hızlı ve etkili bir tarama aracıdır.
1. EKG Çekimi Kaç Dakika Sürer?
EKG çekimi oldukça hızlı ve pratik bir işlemdir. Genel olarak bir EKG kaydı 1–3 dakika içinde tamamlanır. Hastanın hazırlanması, elektrotların yerleştirilmesi ve kabloların bağlanmasıyla birlikte toplam işlem süresi 5–10 dakika arasında değişir. Bu nedenle EKG, hem acil durumlarda hem de rutin kontrollerde en çok tercih edilen kardiyak testler arasındadır.
EKG’nin kısa sürmesinin nedeni, cihazın kalbin elektriksel aktivitesini anlık olarak ölçmesidir. Kalp her atımda elektriksel sinyal üretir ve bu sinyaller birkaç saniye içinde grafiksel dalga formu olarak kaydedilir. Doktor, bu dalgaları inceleyerek ritim bozukluklarını, ileti problemi olup olmadığını, kalp krizi bulgularını ve birçok kardiyak rahatsızlığı değerlendirebilir.
EKG’nin hızlı olması hem hastaya hem sağlık personeline büyük avantaj sağlar. İşlem sırasında ağrı, acı veya rahatsızlık hissi oluşmaz. Elektrotlar yalnızca cilde temas eder ve vücuda elektrik vermez. Bu nedenle EKG çekimi yetişkinlerde, yaşlılarda, hamilelerde ve çocuklarda güvenle uygulanabilir.
Sonuç olarak, EKG çekimi kısa süren, kolay, ağrısız ve hızlı sonuç veren bir tetkiktir. Kalp sağlığı hakkında anında bilgi sağladığı için özellikle göğüs ağrısı, çarpıntı veya nefes darlığı yaşayan hastalarda ilk tercih edilir.
2. EKG Çekilirken Kıyafet Çıkarılır mı?
EKG çekilirken bazı kıyafetlerin çıkarılması gerekebilir. Bunun nedeni elektrotların göğüs bölgesine, kollara ve bacaklara doğru şekilde yerleştirilmesidir. Ölçümün sağlıklı olabilmesi için cilt yüzeyinin temiz ve elektrotların cilde tam temas ediyor olması gerekir. Bu nedenle genellikle hastadan göğüs bölgesindeki kıyafetleri çıkarması, kadın hastalarda ise mümkün olduğunda sütyenin çıkarılması veya yukarı kaldırılması istenir.
Alt ekstremite elektrotları için pantolon çıkarılması gerekmez; bacakların diz altı bölgesine erişim yeterlidir. Kış aylarında çok kalın çoraplar varsa çıkarılması istenebilir. Üst beden için dar, sıkı veya metal aksesuar içeren kıyafetler EKG sinyalini bozabileceğinden hastanın bunları çıkarması doğru sonuç almak açısından önemlidir.
EKG’de kıyafet çıkarılmasının bir diğer nedeni, elektrot altındaki cildin temizlenebilmesidir. Eğer ter, yağ veya krem varsa sinyal iletimi bozulabilir. Bu yüzden sağlık personeli gerekirse bölgeyi alkol veya özel mendillerle siler. Erkek hastalarda göğüsteki aşırı kıllanma sinyali bozuyorsa küçük bir alan tıraş edilebilir.
Kısacası EKG çekimi sırasında mahremiyete dikkat edilerek yalnızca gerekli bölgelerin açılması istenir. İşlem ağrısız, hızlı ve profesyonel bir ortamda gerçekleştirildiği için hastalar açısından oldukça konforludur.
3. Devlet Hastanesinde EKG Çekiliyor mu?
Evet, devlet hastanelerinde EKG çekimi rutin olarak yapılmaktadır. Türkiye’de tüm devlet hastanelerinde, acil servislerde, polikliniklerde ve kardiyoloji bölümlerinde EKG cihazları standart ekipman olarak bulunur. Özellikle göğüs ağrısı, kalp çarpıntısı, tansiyon problemleri, nefes darlığı gibi durumlarda EKG çekimi ilk yapılan tetkiklerdendir.
Devlet hastanelerinde EKG çekimi genellikle ücretsizdir veya muayene kapsamında yapılır. Acil serviste gerçekleştirilen EKG işlemlerinde herhangi bir ücret alınmaz. Polikliniklerde ise muayene sonrası EKG isteyen her hastaya işlem hemen uygulanır. Yoğun bakım üniteleri, dahiliye servisleri ve kardiyoloji kliniklerinde hastalar çoğu zaman sürekli EKG monitörleriyle takip edilir.
Devlet hastanelerindeki EKG cihazları modern, dijital ve uluslararası standartlara uygun cihazlardır. Ayrıca bu cihazların periyodik bakımı da düzenli olarak yapılır, bu nedenle ölçüm doğruluğu yüksektir. Hastanelerde görevli teknikerler ve hemşireler EKG çekimi konusunda eğitimlidir ve işlem güvenli bir şekilde uygulanır.
Sonuç olarak, devlet hastaneleri hem erişilebilir hem de güvenilir bir şekilde EKG hizmeti sunar. Kalp ile ilgili herhangi bir şikayetiniz olduğunda başvuracağınız ilk tıbbi tetkiklerden biri EKG olacaktır.
4. EKG Kalp Hızı Kaç Olmalı?
EKG’de ölçülen kalp hızı, kişinin sağlık durumu hakkında önemli bilgiler verir. Normal bir yetişkinde kalp hızının dakikada 60–100 atım (BPM) arasında olması beklenir. Bu aralık "normal sinüs ritmi" olarak kabul edilir. 60 BPM’nin altı bradikardi, 100 BPM’nin üzeri ise taşikardi olarak değerlendirilir.
Ancak normal kalp hızı kişiye göre değişebilir. Sporcularda dinlenme halinde kalp hızı 40–60 BPM arasında olabilir ve bu durum tamamen normaldir. Stres, kafein tüketimi, yorgunluk, panik, bazı ilaçlar veya ateş gibi durumlar kalp hızını geçici olarak yükseltebilir.
EKG, yalnızca kalp hızını ölçmekle kalmaz; kalp ritminin düzenli olup olmadığını da gösterir. Ritim bozuklukları, iletim problemleri, kalp tıkanıklığına bağlı değişiklikler ve kasılma düzensizlikleri EKG dalga formlarında görülebilir. Kalp hızının normal aralıkta olup olmaması, olası kardiyak problemlerin erken tespitinde önemli bir göstergedir.
Eğer kalp hızınız sürekli olarak 100 BPM’nin üzerinde ya da 50 BPM’nin altındaysa bir doktora başvurmanız önerilir. EKG hızlı, güvenli ve doğru sonuç veren bir yöntem olduğu için bu tür durumlarda en etkili tarama testidir.
